Yardımlaşma insanlık tarihi kadar eski bir
olgudur. Tarihsel süreçte savaştan açlığa, salgın hastalıklardan doğal
felaketlere uzanan yelpazede pek çok olumsuz durumla karşılaşan insanoğlu,
başkalarının yardımına ihtiyaç duymuştur. Gerek dinsel öğretiler gerekse
bireysel inisiyatiflerle yapılan yardımlar, zaman içinde etkinliğinin ve sürdürülebilirliğinin
sağlanması ve insanlığı kapsayacak şekilde genişletilmesi adına sistematik bir
hal almıştır.[1]
İnsani yardım savaş, çatışma, yerinden etme gibi
insan kaynaklı krizler ile doğal afet zamanlarında insanların acılarının
dindirilmesi ve bu durumların yol açtığı ölüm, yaralanma ya da maddi kayıp gibi
olumsuz sonuçların en aza indirilmesine yönelik yapılan faaliyetler olarak
kavramsallaştırılmaktadır. İnsani yardım, Birleşmiş Milletler (BM) dokümanlarında
ise krizden etkilenen nüfusun acılarını hafifletmek ve insanların hayatını
kurtarmak amacıyla yapılan yardım şeklinde tanımlanmaktadır.1
İnsani Yardımın Temel İlkeleri Nelerdir?
İnsani yardım, farklı öngörülerde bulunan, fakat
ortak bir amaca hizmet eden bir takım temel ilkeler içermektedir. Bunlar (1)
insanlık, (2) taraf tutmama, (3) tarafsızlık, (4) bağımsızlık ve (5) güçlendirmedir.
Bunlar arasında; tarafsızlık, bağımsızlık ve güçlendirme en önemli olanlardır.
Tarafsızlık, insani yardım prensiplerine göre davranılırken tarafsız olmayı gözetmektir.
İnsan haklarına saygı gösterilmesi anlamına gelen insanlık ilkesi ile insani
sorunlarına nerede olduğuna bakılmaksızın çözüm bulunması ifade edilirken,
yardımlarda din, ırk gibi ayrımların yapılmamasıyla taraf tutmama
(impartiality), insanları mağdur ve yardıma muhtaç hale getirecek çatışmalarda
bir tarafa dahil olmamak anlamında tarafsızlık (neutrality) ilkesi
gözetilmektedir. Yani birinde yardım edilen kitlenin mensup olduğu ırk, din
kullandığı dil unsurları nedeniyle bir ayrımcılık yapılmamasının gereği üzerinde
durulurken, ikincisinde onları yardıma muhtaç duruma sokacak çatışmalardaki
taraflardan biri olmamaya ya da taraf tutmamaya işaret etmektedir. Beşinci ilke
ise, yerel kurumların iyileştirilmesi anlamındaki güçlendirmedir.[2]
Dünya İnsani Yardım Günü’nün Ortaya Çıkışı ve
Önemi
19 Ağustos 2003'te, Irak'ın Bağdat kentindeki
Canal Hotel'e düzenlenen bombalı saldırıda, BM Genel Sekreteri'nin Irak Özel
Temsilcisi Sergio Vieira de Mello da dahil olmak üzere 22 insani yardım
görevlisi hayatını kaybetti. Beş yıl sonra, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,
19 Ağustos'u Dünya İnsani Yardım Günü (WHD) olarak belirleyen bir karar aldı.[3]
Açlık, yoksulluk, iklim değişiklikleri,
çatışmalar, zorla yer değiştirmeler, pandemi ve pandeminin ekonomi ve eğitim
üstüne etkileri, insani acil durumlar sonucu artan cinsiyet eşitsizliği gibi
sebepler insani yardıma olan ihtiyacı artırmıştır ve insani yardımın önemini
göstermiştir.
İnsani yardım çalışanları, tehlikelere ve zorluklara rağmen savaş ve tehlike durumlarında ön saflarda yer alarak ihtiyacı olanlara gerekli yardımı ulaştırmaya çalışmaktadırlar. Her yıl 19 Ağustos’ta düzenlenen ‘’Dünya İnsani Yardım Günü’’ ile insani hizmetler vererek yaşamlarını riske atan yardım görevlilerine yönelik farkındalık oluşturmak ve insani eylemleri desteklemek için farkındalık oluşturma ve toplumların harekete geçmesi amaçlanmaktadır.[4] Böylece daha adil ve merhametli bir dünya inşa edebiliriz.
[1] Serdar
Turan, İnsani Yardım Kuruluşlarının Yerel Faaliyetlerinin Uluslararasılaşması:
Türk Kızılay Çorlu Örneği, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2020
[2] Şeyma
Kızılay, Değerleri Ve Aktörleriyle Türkiye’nin İnsani Yardım Politikası, UPA
Strategic Affairs, 2021
[4]
Tufan M, Özaltun ŞC, Erik HE,
Paksoy-Erbaydar N. 19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü. HÜTF Halk Sağlığı AD
Toplum İçin Bilgilendirme Serisi-[Internet]
http://www.halksagligi.hacettepe.edu.tr/. Erişim:19.08.2016.