Diş çürüğü;
biyolojik, davranışsal ve sosyoekonomik faktörlerle ilişkili toplumsal bir
hastalık
olarak
tanımlanmaktadır. Çocukluk döneminin en yaygın enfeksiyon kaynaklı hastalığı
olan diş çürüğünün bakteri kaynaklı bir hastalık olması gerçeği hastalığa bakış
açısını değiştirmiştir. Güncel çalışmalar bakteriyel enfeksiyonun bireyden
bireye taşınmasının engellenmesi, bireyin beslenme alışkanlığının
değiştirilmesi ve ağız hijyeninin iyileştirilmesi ile diş çürüğünün
önlenebileceğini vurgulamaktadır.[1]
Erken
çocukluk çağı; fiziksel, zihinsel ve ruhsal yönden önemli olan üç-beş yaş
arasındaki süreci kapsayan bir dönemdir. Yaklaşık olarak altıncı ayda çıkmaya
başlayan süt dişlerinin sayısının bu dönemin sonunda yirmiye ulaştığı
görülmektedir. Süt dişleri beslenme, konuşma, çenelerin gelişimi ve estetiğe
katkıda bulunmalarının yanı sıra kendilerinden sonra çıkacak olan daimi
dişlerin yerlerini korumaları nedeniyle bilinen en iyi yer tutuculardır. Bu
özellikleri ile sağlıklı dişlenmenin anahtarı sayılan süt dişlerinin erken
kaybı, ileride geçici ya da kalıcı olabilecek ağızın kapanma sorunlarına,
estetik sorunlara, beslenme problemlerine, anormal dil alışkanlıklarına,
konuşma bozukluklarına ve psikolojik sorunlara yol açabilmektedir.[2]
Erken Çocukluk Çağı Çürüğü Nedir?
Erken
çocukluk çağı çürüğü, dünyada bebekleri ve okul öncesi çocukları etkileyen ve
en yaygın kronik çocukluk çağı hastalığı olarak belirtilen halk sağlığı
sorunudur.[3]
Erken
çocukluk çağı çürüğü (EÇÇ) 71 aylık veya daha küçük çocuklarda 1 veya daha
fazla çürük, dolgu ya
da çürüğe bağlı kaybedilmiş dişin olduğu durum olarak tanımlanmaktadır. EÇÇ
sadece dişleri değil, sonuçları bakımından tüm sağlığı etkilemektedir. EÇÇ olan
çocukların beslenme yetersizliğine bağlı olarak gelişimleri yavaş ve yetersiz düzeyde
kalabilmekte, dişlerinde gözlenebilen enfeksiyona neden olabilmekte, ağrı,
uykusuzluk, huzursuzluk gibi yaşanılan sorunlar ise psikolojik sorunların görülmesine
neden olabilmektedir.3
Son on yıl
boyunca bilimsel çalışmalardan edinilen genel görüş; diş çürüklerinde önemli
ölçüde azalma olduğunu rapor ediyor olsa da EÇÇ gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerde hala ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Bununla
birlikte okul öncesi
çocuklardaki çürük görülme sıklığı toplumların kültürel yapılarına ve
çocukların beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak da farklılık
gösterebilmektedir.2
Diş çürüğü
bulaşıcı ve taşınabilen bir hastalıktır. Diş çürüğünün fazlasıyla agresif formu
olan erken çocukluk çağı çürüğü ise; çok sayıda biyolojik, fizyolojik ve
davranışsal risk faktörleri ile ilişkili olan çok yönlü bir rahatsızlıktır.
EÇÇ’nin sıklıkla uygun olmayan beslenme ve kötü ağız hijyen alışkanlıkları ile
ilişkili olduğu bildirilmiştir. Düşük sosyoekonomik statü, sık sık ara öğün
tüketilmesi, annenin sigara içmesi, azınlık statüsü, annenin diş kaybı, annenin
yaptığı doğum sayısı, florlama, bebek beslenme alışkanlıkları, ebeveyn eğitim
durumu ve annenin tükürük S. mutans seviyesi, EÇÇ ile ilişkili olan sosyolojik
ve çevresel faktörler arasında sayılmaktadır.2
Erken Çocukluk Çağı Çürüklerinin Önlenmesi
Hastalığın
önlenmesinde önemli olan; var olan ve oluşabilecek durumlar hakkında ailelerin
bilgilendirilmesi ve eğitimine dayalı bir stratejinin geliştirilmesidir.[4]
Anne adayları gebelik sırasında iyi bir ağız bakımının yanı sıra, ideal şekilde
beslenmenin anne ve doğacak bebek sağlığı açısından önemi konusunda
bilgilendirilmelidir. Yüksek çürük riski taşıyan toplumlarda profesyonel
kişilerin doğum öncesi anne ve babaya çocuk ağız ve diş sağlığı hakkında
bilgilendirme yapması gerekmektedir.4
EÇÇ’nin
önlenebilmesi için uygun olmayan beslenme alışkanlıklarının da düzenlenmesi
gerekmektedir. Aileler, bebekleri 12-14 aylık olduğunda biberonla beslenme
alışkanlığının bıraktırılması konusunda bilinçlendirilmelidir. Uzun süreli
emzirilen bebekler EÇÇ gelişmesine aday olduklarından gece emzirmelerinin de
düzenlenmesi önerilmektedir.4
Çocuğun
beslenme sonrası ağız bakım işlemlerinin düzenli ve eksiksiz olarak yapılması
da EÇÇ gelişiminin önlenmesinde oldukça etkilidir.
Dişler çıkmadan
önce bebeklerin ağızlarının steril bir gazlı bez veya tülbent yardımıyla
temizlenmesi önerilmektedir. İlk süt dişinin çıkmasından çocuk 2 yaşına
gelinceye kadar olan dönemde su ile dişlerin yumuşak kıllı bir diş fırçası veya
özel olarak hazırlanmış parmak fırçalarla, 2-3 yaşından itibaren de mercimek tanesi
büyüklüğünde floridli diş macunuyla fırçalanması önerilmektedir. 3-6 yaşları
arasında diş fırçalamayla birlikte diş ipi kullanılması da tavsiye edilmektedir.4
Sonuç
Okul
öncesi çocuklarda en sık rastlanan hastalıkların başında gelen erken çocukluk
çağı çürükleri ile ilişkili çok sayıda sosyal ve davranışsal risk faktörü
bulunmaktadır; ancak EÇÇ, doğru bilgi ve yerinde müdahaleler ile
önlenebilmektedir. EÇÇ’nin başarılı bir şekilde yönetimi ve tedavisi için çocuk
diş hekimlerinin rehberliğinde çocuk doktorları, diş hekimi olmayan sağlık
profesyonelleri, ebeveyn ve çocuklardan oluşan takım çalışmasının önemi
vurgulanmaktadır. Günümüzde tedavi etmekten ziyade diş çürüklerinden korunmaya
yönelik uygulamalar önem kazanmaktadır. EÇÇ’den korunmada ideal olan ise;
bebekleri en geç 1 yaşında diş hekimine götürmek ve gerekli risk
değerlendirmesini yaptırmaktır.2
Ülkemizde
her yıl 21-27 Kasım Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası olarak kutlanmaktadır. Toplumda ağız ve diş sağlığı
konusunda bilinç oluşturmak ve farkındalık yaratmak adına bu haftanın
değerlendirilmesi oldukça önemlidir.
[1] Abidin
T. Mutluay, Koruyucu Ağız Sağlığı Programlarında Annenin Eğitimi Ve Ağız
Sağlığının İyileştirilmesi İle Erken Çocukluk Çağı Çürüklerinin Önlenmesi, Türkiye
Klinikleri J Dental Sci. 2019;25(2):175-81
[2] Adem
Kuşgöz, Sema Aydınoğlu, Erken çocukluk çağı çürükleri ve etiyolojisi: Güncel
Literatür Derlemesi, Selçuk Dent J, 2016, 3: 39-48
[3] Melis
Araz, Yeliz Güven, Oya Aktören, Bebeklerde Beslenme Modelleri ve Erken Çocukluk
Çağı Çürükleri, Atatürk Üniv. Diş Hek. Fak. Derg. 11, Yıl:2015, sf. 64-70
[4] Sezin
Özer, Emine Şen Tunç, Erken Çocukluk Çağı Çürükleri, Atatürk Üniv. Diş Hek.
Fak. Derg. Cilt:19, Sayı:2, Yıl:2009, Sf: 115-123